Tedavi Edilmeyen İşitme Kaybı, Bunama Ve Depresyona Yol Açabilir
Tedavi Edilmeyen İşitme Kaybı, Bunama ve Depresyona Yol Açabilir
Telefonun icadı ile tanınan Alexander Graham Bell aslında işitme kayıplı bireylerin sessizliğini ortadan kaldırmaya çalışmıştı. İşitme engelli annesinin ve eşinin duyamadığı sesleri kaydetmeyi başaran Bell’in işitme engelliler için yapmış olduğu çalışmalarından dolayı ünlü bilim adamına ithafen doğum yılı olan 3 Mart 1947 tarihi, tüm dünyada Dünya İşitme Günü olarak kutlanmaktadır. Dünya İşitme Günü için Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) bu yıl için belirlediği tema “Herkes için işitme kontrolü!” oldu. Gelin işitmenin bilinmeyen yüzüne hep birlikte bakalım.
2050 YILINA KADAR 900 MİLYONDAN FAZLA İNSANDA İŞİTME KAYBI GÖRÜLECEK
Dünya Sağlık Örgütü rakamlarına göre dünyada yaklaşık 466 milyon insanın işitme kaybı var ve bu sayının ne yazık ki 34 milyonu çocuklardan oluşuyor. 2050 yılına kadar 900 milyondan fazla insanın işitme kaybına sahip olacağı tahmin edilmekte. 65 milyondan fazla çocukta da işitme kaybı olacağı öngörülüyor. Aslında işitme kayıplarının yüzde 60’ı erken tanıyla önlenebilir. 2050 yılında 40 milyona yakın çocuğumuzu erken tanı sayesinde işitme kaybından koruyabilmek ise mümkün.
İŞİTME KAYBI NEDEN OLUR?
İşitme kaybı neden oluşur dediğimizde ilk olarak genetik nedenler öne çıkıyor. Bunu takip eden diğer etkenler ise, doğumdaki komplikasyonlar, bazı bulaşıcı hastalıklar, kronik kulak enfeksiyonları, belirli ilaçların kullanımı, aşırı gürültüye maruz kalma ve yaşlanma olarak sıralanabilir. Çocukluk çağı işitme kaybının yüzde 60'ı ise önlenebilir nedenlerden kaynaklanıyor.
DİKKAT! İŞİTME KAYBI BEBEKLERDE ZİHİNSEL GELİŞİMİ BOZUYOR
İşitme kaybının az bilinen en önemli zararlarından biri, insanın zihinsel gelişimini sekteye uğratması. Bu, yenidoğan bebek için de, üniversitede okuyan bir genç için de, emekli olmuş bir yetişkin için de geçerli. Kavramların öğrenilmesi, kavramlar arasında ilişki kurulması gibi temel zihinsel faaliyetler sağlıklı bir işitme sayesinde gerçekleşmekte. Bunun yanı sıra, konuşmanın öğrenilmesi, seslerin düzgün ve anlaşılır olarak çıkarılabilmesi, eğitim-öğretim sürecinin başarıyla tamamlanması ve sağlıklı sosyal ilişkiler kurulabilmesi de işitme sağlığı ile yakından ilişkili.
GENÇLER BÜYÜK RİSK ALTINDA
12-35 yaş arası 1,1 milyar gencin ise eğlence ortamlarında gürültüye maruz kalma nedeniyle işitme kaybı riski altında olması ise gerçekten endişe verici. Tedavi edilmemiş işitme kaybının yıllık küresel maliyeti ise çok yüksek: 750 milyar ABD dolar. Peki bunun önüne geçmek için neler yapılabilir?
İŞİTME KAYBI TEDAVİ EDİLMEZSE BUNAMAYA YOL AÇABİLİYOR
Mevcut tahminler, işitme cihazı ihtiyacı ve kullanımında yüzde 83'lük bir boşluk olduğunu gösteriyor. Yani bir işitme cihazı kullanımından fayda sağlayabileceklerin sadece yüzde 17'si işitme cihazı kullanıyor. Öte yandan işitme kaybı tedavi edilmediğinde beynimiz de üstlendiği görevleri yerine getiremiyor. Kişilerde mental yorgunluk ortaya çıkıyor. İşitme kayıplı bireyler, konuşulanları anlamak için üstün bir efor harcadıklarından gün sonunda daha yorgun hissederler. Tüm bunlar, kişinin sosyal hayattan geri çekilmesine neden olur. Dünyanın önde gelen bilimsel yayınlarından Lancet’te çıkan bir makalede işitme kayıpları ile depresyon ve demans arasında da güçlü ilişkilerin olduğu bilimsel olarak da ispat edildi.
İŞİTME KULAKTA DEĞİL, BEYİNDE GERÇEKLEŞİYOR
Yapılan çalışmalarda işitme eyleminin kulakta değil, esasen beyinde gerçekleştiği netleştirilmiş durumda. İşitme sırasında duyulan sesler beyinde anlam kazanıyor. Kulak sesleri toplayarak paketler ve beyne doğru gönderirken, beyin bu paketi açarak çevreden gelen sesleri anlamlandırıyor. İşitme kaybı yaşanması ve bunun tedavi edilmemesi halinde işitme kaybı insan hayatında demansa kadar gidebilen ağır hasarlara yol açabiliyor.
Unutmayın, orta yaşta görülen işitme kaybı daha sonraki yıllarda oluşan diğer faktörlerle birlikte demans riskini yüzde 40'a kadar artırabiliyor. Araştırmalar kesinlikle gösteriyor ki, işitme cihazı kullanılması halinde beyin fonksiyonlarındaki düşüş yavaşlıyor. Bu açıdan erken teşhis için her yıl düzenli olarak işitme testinizi de yaptırmanız çok önemli.
İŞİTME KAYBI FARK EDİLDİĞİ ANDA CİHAZ KULLANIMINA GEÇMEK ÖNEMLİ
Peki kişinin kalıcı işitme kaybı olduğu ortaya çıktıktan sonra ne yapılabilir? Uzmanların önerisi, böyle bir durumda ilk olarak kişinin işitme değerlendirmesinin ardından ihtiyaç halinde zaman kaybetmeden işitme cihazı kullanması. İşitme cihazı kullanılmadan geçen süre, işitme ile ilgili sonradan telafi edilemeyecek hasarlara yol açabiliyor.
Araştırmalar işitme kaybı sebebiyle beyinde yeniden bir organizasyon olduğunu, işitme ve anlama merkezlerinin kendi fonksiyonlarını görme, dokunma gibi başka alanların işgaline bıraktığını gösteriyor. İşitme kaybı süresi ne kadar uzarsa bu değişiklik de o kadar kalıcı olabiliyor. İşitme kaybında değişiklik büyük olmasa da konuşmayı anlama becerisi bozuluyor. Bu sebeple kayıp süresini kısa tutmak ve işitme kaybı fark edildiği anda cihaz kullanımına geçilmesi önemli. Unutulmamalı ki, işitme cihazı kullanan her 10 kişiden yaklaşık 8’i aktivite düzeylerinde artış yaşıyor.
İŞİTME CİHAZLARI, TEKNOLOJİ İLE GELİŞİYOR.
İşitme cihazlarındaki gelişmeler, beyne daha fazla ses perspektifi sunarak, beynin sesleri anlamlandırması için ihtiyacı olan tüm seslere erişmesini sağlayabiliyor. Beynin çalışma prensibine göre hareket eden bu sistemler, işitme kayıplı bireylere sadece konuşma sesini değil, etraftaki tüm sesleri ileterek daha sağlıklı ve daha nitelikli bir işitme imkanı tanıyor. Bu sayede kişi, daha az eforla, daha fazla duyabilmekte, daha fazla anlayabilmekte ve daha fazla hatırlayabilmekte. Benzer şekilde, yeni nesil işitme cihazları, anlama, gürültüde anlama, yön tayini gibi sorunları çözmede beyne destek olabilecek pek çok niteliğe sahip.
BEYİNSEL İŞİTME NEDİR?
İşitme sağlığı alanında yapılan araştırmalarla işitme cihazı teknolojisi son dönemde çok farklı bir boyuta ulaştı. Özellikle işitmenin beyinde gerçekleştiğinden hareketle geliştirilen “beyinsel işitme” yaklaşımı ve elbette teknolojideki yenilikler, işitme zorluğu yaşayanlara hem yeni tedavi imkanları hem de daha kaliteli bir ses algısı sağladı. Yeni nesil işitme cihazları, beyin ile uyumlu bir şekilde çalışabiliyor ve beynin daha fazla sesi daha net bir şekilde algılamasını sağlayabiliyor. Üstelik işitme cihazı kullanan kişilerin yüzde 96’sı daha az çaba harcayarak duyuyor. Beynin sesleri anlamlandırması için gerekli olan tüm seslere kolayca erişmesiyle, işitme kayıplı bireyler çok daha sağlıklı bir işitmeye kavuşuyorlar.
İŞİTME KAYBI İDARE EDİLEBİLİR BİR RAHATSIZLIK DEĞİLDİR
Bu noktada en önemli şey, işitme kaybının “idare edilebilir” bir rahatsızlık olmadığının farkına varabilmektir. Nüfus olarak bize en yakın ülkelerden biri olan Almanya’daki cihaz kullanan birey sayısı ülkemizin neredeyse 10 katı. Türkiye’de de bu konuda bilincin artması gerekiyor. Ömür uzuyor, kaliteli yaş almak gerekiyor. İşitme cihazı kullanımı hem iletişimi hem de zihinsel performansımızı koruyan önemli bir faktör. Yapılan çalışmalar işitme cihazı kullanan 10 kişiden yaklaşık 9'unun sosyal etkileşimlerinde gelişme yaşandığını gösteriyor.
İDİS İŞİTMEDEN FARKINDALIK KAMPANYASI: HAYAT DUYUNCA GÜZEL
İşitme sağlığı konusunda bilinçlenmenin artırılmasına yönelik olarak yaptıkları çalışmalardan bahseden İDİS İşitme İş Birimi Direktörü Barış Nargileci; “İDİS İşitme olarak en önemli hedeflerimizden biri, Türkiye’ de işitme sağlığı konusundaki farkındalığın artırılması ve toplumun bilinçlendirilmesi” diyerek şu bilgiyi verdi:
“İDİS olarak bu hedefimize katkıda bulunması için odyologlarımız ve uzman ekibimizle birlikte işitme sağlığı konusunda eğitici ve bilgilendirici videolar hazırladık. İşitme sağlığının esasları, çocuklarda işitme kaybı nasıl fark edilir, yaşlılarda işitme kaybı ve alzheimer ilişkisi, işitme ile ilgili doğru bilinen yanlışlar gibi birçok farklı konuda hazırlanmış olan bu videolara İdis İşitme YouTube kanalı üzerinden ulaşılıp izlenebilecek”
“İşitme sağlığı bilincini artırma konusundaki çalışmalarımız ile topluma karşı olan sorumluğumuzu yerine getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.”diyen Nargileci sözlerine şöyle devam etti:
“İşitme cihazı seçerken en önemli nokta cihaz seçim ve sonrasında aldığınız hizmetin devamlılığı ve kalitesi. Bunu uzun soluklu bir yol arkadaşlığı gibi düşünmek lazım. Biz de kullanıcılarımıza işitme cihazları konusunda sonuna kadar yanlarında oluyor ve bu kapsamda hizmet sunuyoruz. İşitme sağlığını alanında sunduğumuz hizmetler uzun yıllar sürecek olan bir yolculuk bizim için. Bu yolculuk sırasında ürün ve hizmet kalitemizle ve insan odaklı yaklaşımımız ile hastaların yanlarında olabilmek ise çok değerli.”
GÜRÜLTÜDE NE KADAR DUYABİLİYORSUNUZ ?
İşitme seviyenizi ölçümlemek için linke tıklayın: https://isitmetesti.idis.com.tr/