Duyuyorum Ama Anlayamıyorum ™

Nedir bu duyuyorum ama anlamıyorum?
İşitme kaybı olan insanlar, aslında sesleri duyduklarını ancak söylenen kelimeleri anlamakta zorlandıklarını ve duyduklarını sürekli tekrarlatma ihtiyacı hissettiklerini ifade etmektedirler. Bu da aslında sorunun; bir işitme kaybı değil bir ‘anlama’ sorunu olduğunu düşünmelerine sebep olmaktadır. Bu durumun sebebinin de;
- Etrafta çok ses olduğu
- Başka bir işe dikkatlerini verdikleri ve konuşmaya tam odaklanmadıkları
- Konuşan kişiye bakmadıkları
- Çok yorgun oldukları
- Konuşan kişi kısık sesle konuştuğu veya çok net konuşmadığı gibi durumlar nedeniyle yaşandığına inanmaktadırlar.
Aslında neden ‘duyuyorum ama anlamıyorum’ denir?
İşitme kaybı seslerin tamamen duyulmaması demek değildir. İşitme; kulakta başlayan, beyinde devam eden ve son bulan bir süreç olduğu için, duyma eylemi sadece seslerin işitilmesi değil aynı zamanda kelimelerin anlamlandırılmasını da kapsar. Bu nedenle duyulan seslerin anlamlandırılamaması işitme duyusunda bir sorun olduğunu gösterir. Üstelik bu kayıp tamamen ve bir anda başlamaz. Sesler farklı frekanslarda gelir ve işitme geniş bir frekans aralığını kapsar. İşitme kaybı başladığında bu frekans aralığının tamamını bir anda etkilemez, belli bir alanda başladığı için öncelikli olarak bazı seslerin duyulmaması ve anlamlandırılamaması şeklinde kendini belli eder.
İşitme sürecinde beynin rolü
İşitme kulaktan beyne giden bir yolculuktur.
Dış kulak sesleri toparlar, orta kulaktan geçen ses dalgaları titreşim halinde iç kulakta yer alan koklea (salyangoz) içerisine aktarılır. Buradaki tüy hücreleri aracılığıyla işitme sinirine, oradan da beyne aktarılır ve beyinde anlamlı ve kelimeler haline gelir. İşitme kaybı ile beraber, kulak daha az işitmeye başlar, bu bozulma işitme yolculuğunun sekteye uğramasınada ve beyne giden seslerin kalitesinin de azalmasına yol açar. Bu nedenle beyne eksik ulaşan sesler beyinde anlamlandırılma sürecini de olumsuz etkileyerek duyulan seslerin anlaşılmaması yani ‘duyuyorum ama anlamıyorum’ durumunun yaşanmasına neden olur.
Ayrıca işitme kayıplı bireyler, normal işitenlere göre iletişim esnasında “anlamak” için daha fazla çaba harcayacağından gün sonunda normal işitenlere göre çok daha yorgun hissedeceklerdir.
Çözümü var mıdır?
Bahsettiğimiz gibi ‘duyuyorum ama anlamıyorum’ temel bir işitme kaybı belirtisidir. Bu durumda çözüm de işitme kaybına dair olmalıdır. Bu şikâyeti yaşayan kişilerin ertelemeden bir KBB uzmanına gitmeleri, kulak kontrolü ve odyolojik testlerden sonra belirlenen işitme kaybı derecesi ve tipine göre ‘işitme cihazı’ önerisi alınırsa işitme merkezine başvurup cihaz denemesi yapması gerekmektedir.
Burada seçilen işitme merkezinin;
- Tüm odyolojik süreçlere hâkim, testi yorumlayabilecek ve gerekirse tekrarlayabilecek
- Kişinin işitme kaybına en uygun işitme cihazlarını önerebilecek
- Yine kişiye özel ayarlarla en ideal uygulamayı yapabilecek yetkinlikte işitme uzmanlarına ve donanıma sahip olması önemlidir.

Duyuyorum Ama Anlamıyorum : Beyinsel İşitme İlişkisi
İşitme kulakta başlayıp beyinde devam eden ve sonlanan bir süreç olduğu için işitme cihazı teknolojilerinin de buna göre geliştirilmesine ve işitme cihazı ayarlarının da bunu göz önünde bulundurarak yapılmasına önem veriyoruz.
Bu mantıkla oluşturulan BrainHearing™ Felsefesi, 30 yılı aşkın süredir dinlemede beynin doğal süreçlerinin, en iyi şekilde nasıl destekleneceğine dair kapsamlı araştırmalar yaparak işitme cihazı teknolojilerinin gelişimine rehberlik etmektedir.

BrainHearing™ Felsefesinin nihai hedefi;
- Beynin sesi anlamlandırmasını kolaylaştırmak
- Dinleme için harcanan çabayı azaltmak
- Beynin görevini yerine getirebilmesi için daha iyi koşullar sağlamaktır.
Yapılan yeni araştırmalar* beynin sesi nasıl işlediğine dair daha net kanıtlar sunmakta, bu da BrainHearingTM yaklaşımımıza ve işitme kaybını telafi etme şeklimize yeni bir perspektif kazandırmaktadır.
Bulgular, beynin kolayca çözebileceği ve iyi bir nöral kod (zengin bir sinirsel bilgiyi) sağlayan işitme cihazlarının önemini ortaya koymaktadır.* Bununla birlikte işitme kaybının türü ne olursa olsun, kullanılan işitme cihazı her durumda ilgili tüm seslerin erişilebilir, net, rahat ve duyulabilir olmasını sağlamalıdır. Bu, bütün seslerin tam bir perspektifinin yaratılması ve odaklanmanın sürdürülebilmesi için gereklidir. İşitme cihazının sağladığı nöral kodun kalitesi, işitme kaybı olan kişilerin içinde bulundukları ortamdaki tüm seslere rahat ve dengeli bir şekilde erişmesini sağlar.
*Le Goff, N., Beck, D.L. (2017). Pushing the noise limit: New Opn™ evidence on speech understanding and listening effort. Oticon Whitepaper
Le Goff, N. (2016). Opn Clinical Evidence. Oticon Whitepaper.