19.09.2022

İşitme Merkezi Hasta Ilişkisinde Süreklilik Önemli

İşitme Merkezi Hasta Ilişkisinde Süreklilik Önemli

İşitme kaybı dünyada milyonlarca insanı etkiliyor. Tedavi edilmeyen işitme kaybının olumsuz sonuçlarına değinen İdis İşitme Merkezleri Perakende İş Birimi Direktörü Barış Nargileci, “işitme cihazı kullanılması gereken durumlarda kişinin vakit kaybetmeden bir işitme merkezine başvurması hayat kalitesi açısından çok önemli. İşitme cihazının ancak düzenli bakım, ayar ve kontrollerle kullanıcısına kaliteli bir duyma deneyimi sağlayabileceği unutulmamalı. İşitme merkezi ile hasta arasında uzun soluklu ilişkiler kurulabilmesi yaşam kalitesini de doğrudan etkiliyor” açıklamasında bulundu.
 

İlaç kullanımı ya da ameliyat ile tedavi edilemeyen işitme kayıplarında cihaz kullanımı zorunlu hale gelebiliyor. İşitme kaybı yaşayan kişinin bir an önce cihaz kullanımına başlamasının önemini anlatan İdis İşitme Merkezleri Perakende İş Birimi Direktörü Barış Nargileci, “Bazen işitme kaybı yaşayan kişi durumun farkına varamıyor” dedi.
 

Gürültülü bir ortamda konuşmanın ayırt edilememesi, telefondan gelen seslerin tam olarak duyulamaması, aile içindeki konuşmaların anlaşılamaması, TV gibi sesli elektronik cihazların çok yüksek sesle dinlenmesi, çocuklarda yaşıtlarına göre geç konuşmaya başlanması gibi belirtiler işitme kaybı şüphesi doğuruyor” diye konuştu. Tanı aşamasında hasta yakınlarının da belirleyici olabildiğini söyleyen Nargileci, “Bu belirtileri yaşayanların Kulak Burun Boğaz hekimine muayene olarak tüm şikayetlerini anlatması ve eğer gerek görülürse işitme uzmanı tarafından yapılacak odyolojik testlerle tanısının konması önemli” hatırlatmasında bulundu.
 

Önce gerçek kulak ölçümü
 

İşitme testlerinin klinikte görev yapan işitme uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğini anlatan Nargileci, “Bu değerlendirmeler sonucunda kişiye uygun işitme cihazlarının denenmesi ve alışma sürecine geçilmesi önemli. İşitme kaybı tanısında olmazsa olmaz kabul edilen bazı uygulama yöntemleri bulunuyor. Bunların başında ise REM (Real Ear Measurument) yani gerçek kulak ölçümü geliyor. İşitme cihazında gözlenen faydanın miktarını ölçen ve işitme cihazının ayarlanmasında her zaman kullanılan objektif bir yöntem olan REM, işitme cihazı uygulamasının doğru bir şekilde yapılabilmesinin ilk koşulu” diye konuştu. Uygulama sonrasında da takibin devam ettirilmesi gerektiğini söyleyen Nargileci, “Kullanıcı adaylarının hem iç hem de dış mekanlardaki seslere verdiği tepkiler gözlemlenmeli. Rahatsızlık veren durumlara müdahale edilip, gerekli durumlarda düzenlenmeli” uyarısında bulundu. 
 

İşitme uzmanının tecrübesi önemli
 

Uygulanan bazı testlerin subjektif olabildiğini hatırlatan İdis İşitme Merkezleri Perakende İş Birimi Direktörü Barış Nargileci, “Burada da işitme uzmanının eğitim seviyesiyle tecrübesi ön plana çıkıyor. Her işitme uzmanı kendini geliştirmeye odaklanmalı ya da kurumu tarafından eğitimine destek verilmeli. Biz İdis İşitme Merkezleri’nde bu konuya çok önem veriyor ve ‘Yaşam Boyu Öğrenme Modülü’nü uyguluyoruz. Son kullanıcı memnuniyetini artırmak için işitme uzmanlarımızın odyolojik yeniliklerden haberdar olmasını sağlıyoruz. Bu şekilde kurum özelinde işitme cihazı uygulama standartlarını oluşturuyoruz” dedi.
 

İşitme merkezi ile uzun süreli ilişki kurulmalı
 

İşitme cihazı uygulama merkezlerinin işitme cihazının sağlıklı kullanımı açısından kilit noktada olduğunu belirten Barış Nargileci, “İşitme cihazı yalnızca satın alınıp kullanılan bir cihaz değil; işitme uzmanı ile kişinin ihtiyacına göre uygun ayar ve kontrollerin yapıldığı cihazlardır. İşitme merkezi ile yalnızca bir ticari ilişki değil, uzun süreli bir ilişki kurulması kullanıcılara maksimum fayda sağlıyor. Bireylerin işitme cihazı kullandıkları süreçte işitme cihazıyla ilgili yapılabilecek her türlü bakım, ayar ve yıllık kontrollerde ulaşılabilir olması gerekli. Bu yüzden kurumsal ve ülke genelinde yaygın ağı bulunan merkezlerin tercih edilmesi işitme cihazı kullanan kişilerin yaşamını kolaylaştırıyor” diye konuştu.
 

İşitme cihazı seçimi “terzi” işidir
 

İşitme cihazı seçiminin kişiye özel olması gerektiğine vurgu yapan Nargileci, “Bu süreci, herhangi bir markadan alışveriş yapmak yerine beden ölçülerinize göre dikilmiş bir terzi işi kıyafete benzetebiliriz. Kişinin hayat kalitesini doğrudan etkileyecek bir sağlık ürünü olan işitme cihazı, işitme uzmanları ile birlikte seçilmeli. Seçim sürecinde ise kişinin işitme kaybına, ince-kaba motor becerisine ve kozmetik kaygılarına, kullanıcının beklentilerine uygun yönlendirmeler yapılmalı.  Gerek odyolojik değerlendirmeler gerekse işitme cihazının kullanımı konusunda işitme uzmanlarına önemli görevler düşüyor” dedi.
 

Uyum süreci de kişiye özel
 

İşitme cihazı kullanmaya başladıktan sonra cihaza belirli bir adaptasyon süresi olduğuna vurgu yapan Barış Nargileci, “Uyum süreci her kullanıcıda farklılık gösteriyor. Bu nedenle işitme cihazı uygulama merkezlerinde adaptasyon randevuları alınıp belirli periyotlarda kontrollere gidilmesi uyum süreci için önemli. Eğer kişi randevu almayı unutur ya da gelemez ise işitme merkezi, kullanıcılarının randevularını gerek müşteri hizmetleri aracılığıyla gerekse işitme uzmanları desteğiyle takip etmeli” diye konuştu.

Diğer Blog Yazıları